14 Şubat 2012 Salı

bedel


Mutluluğun ezikliği
Haksızlığın gölgesinden var olur
Bir hasreti delip deşer
Düşer bensizliğe
Saf tutuşların.

Bir huzurun ortasında
Gizli bir yoldur bulduğun
Gider yapışır talana
Zuladan aldığın nefesle ördüğün
Sahte gururun.

Gök kuşağının yedisinden geçen
Ruhunun ölü damarı
Saçılır
İşte bu gizli yolda
Kanar
Kirli sıcak
Ayaklarının dibinde;
Belki ‘dönerim’ diye
İzini bıraktığın
Yoksul onurun.

...

21 Ekim 2011 Cuma

kırmızı


Bana bir sonbahar;
-Yeşili sarı,bulutu yağmur yapan-
Sevdayı yok yapıp
Yaptıkça da
Artan bir tutkuyla yalpalanan
Bir ömür gibi gelir.

Bu ‘ömür’:
Bir ‘sonbahar’

Düşleri cebinden taşan
Bir çocuktum bir zaman
Bana bir sarı
Bana bir bulut
Ruhumu alacakaranlık yapan.

Oysa
Hepiniz bilirdiniz
Kırmızı; en sevdiğim renk
Düşlerimi boyar
-dı- 
her zaman

2 Eylül 2011 Cuma

dönmedi

Usul usul ayrıldı ruhundan,
Onu götüren rüzgar
-gittiği kentte de esince-…
Aklında bir cümle
Söylemeden yutmuştu
Neydi
 ‘’seni seviyorum’’ lu birşeydi beyninde dalgalanan…
ikilemlerin boğduğu
Ruhunun karmaşasından kaçarken
Söz vermişti
güneş  kaçırmadan karanlıgını gecenin
dönecekti…


nevin
haziran09


24 Temmuz 2011 Pazar

konuş

Aklımdan geçenleri
Anlatamaz
Kurgusuz benliğimin
Kelimesi
-Cümlesi-


Sessizlik
Benim için yas
ise de
Sen de sus;
Şimdi karanlık


Aydınlığa varınca
Kucakla beni…


Bir kuş kanadıyla
Taşırken ben
İçimdeki derdi
Bil ki yas
Kanadımda
-Yalnız-


Konuş;


Olağan
Sevişlerine
Hazırla beni…

giderken

havada bir agır pus                                             
ruhumda
bir derin boşluk                                                    
var
giderken
kalbimin içi sus
da
dilim kös kös konuşurken
-illa ki-
şart mıydı söylemem
bugün hava güzel
di
de
nereye gitti
içimdeki güneş

seni
kandırırken

de ki
sus
sus ki konuşsun
kalbinin içi

giderken…

16 Ekim 2010 Cumartesi

DUR !

Vardığım
Kapısına dayandığım evin
Dışarda kalmış gözleri
Dev gibi irilenmiş
Saltanatımın sürmediği yerde
Sorgular

‘Pardon siz kimdiniz
Kimlerdendiniz’li cümlelerin
-Önünden geçmez- benliğimi
Bir bir kuşatmada
Ait olmadığım hüzünler

Kime bu diyet!

Ben bir öldüm
Lakin
 Kimseyi öldürmedim
Acımdan!

Çaresizce savrulduğum
Bir acı ilaçtır
Yokluk
Sağaltımını içinde barındıran…

Ben bir öldüm
Lakin
Kimseyi öldürmedim
Kahrımdan!

11 Ekim 2010 Pazartesi

büyü

Zaman soyundu
Bir bir düğmelerini  açtı kavruluşların
Tenimden ‘öl’ çıktı;
Ruhum yoruldu bu illeti taşımaktan.

Uzaklarda bir kuyuya aşkı gömdüm
En genç senesiydi ömrümün
Bir diriye sahip çıkamadı kuyu
Öl-dür-düm

İşte etrafımda kol geziyor
Sihirli koku…

Koparttığım düğmelerini
Diksin şimdi hayat!
Bir yok oluşa acımadan,
Geçsin zaman.
Aşkla dirilsin mezarlarından Pollyannalar
Kokun yayılsın…

7 Ekim 2010 Perşembe

sükut

Şimdi bir gemi gelir
Çarpıp oturur ruhumun
Tam ortasına;
Acıtır.
Şimdi bir hüzün, 
gelir bulur düşümü
Hüznümün şen dilli yolcusu
Olup karışırım yalnızlığa.
İçimden,bir ölüm,hasretin geçer
Sararır inancım
Sözünün ayazında.
Bir buluta doğar sabahlarım
Kararırım hayata.
Gidersen
Bir göğe açarım gözlerimi;
Kalabalığım da sensin,
Yalnızlığım da.

6 Ekim 2010 Çarşamba

çekmecelerdedüşlerinkokusu

Bir düş görümü kadar uzak ellerin
Dokunup hasretime
Sahte sabahlar oluşturuyorum
Gözlerinden
Oda sessiz…
‘O da sessiz’ diyor içimden biri
‘O da sessiz
Ve
En az senin kadar
Kimsesiz
Göğe dokunuşları..’
Çekiştiriyorum göğü bana
Yağmur bulutlarının hiçbiri gelmiyor
Düşüyor karanlığım sere serpe
Yalnızlığıma..

hiç


Verilecek bir cevabım var;
Beynimi kemirecek tüm sorularında
Yalnızlığımın..
Hükmü verilmiş ayrılıkların ötesine
Gidemez yürek
Bir acı;
Acı olarak kalır
Tüm yalnız ruhların kitabında
Geri dönüşümsüz çöp kutularına atılır hisler.


Uzaklara giderken, ruhun durduğu yerden
Kuru bir yaprak batar içine
Yüreğin, hüzün kanar dokunduğun yerinden
Yalnızlığın ruhunu bağlar;
Hüzünlerin ardında
Vakitsiz düşler
Bir bir sıralanır:
‘’Beni de terk et’’…


Tarifi olmayan derdin
Çözümünü bulamazsın
 İçindeki onmazlarla nereye gitsen
Hiçbir kapı senin olmamıştır
Ve aşk
En basit bilmece kalır
Ruhunun yarasının ne olduğunu bilmezsen…


Cennete düşsen
Düşün eğreti kalır…
Hiç…